Bora ve Burcu iki kardeşti. İkisi de tam sekiz yaşındaydı. İki kardeş çok iyi anlaşıyor ve okuldan arta kalan zamanlarda sürekli birlikte vakit geçiriyorlardı. Bora ve Burcu çok iyi çocuklardı fakat bir tek kötü huyları vardı. Bu da gördükleri her oyuncağı, her kıyafeti, her yiyeceği istemeleriydi. Anneleri ile babaları istediklerini alamayacaklarını söyleyince büyük sorun çıkarıyor, sürekli ağlıyorlardı.
Bir gün ailecek alışveriş merkezine gitmişlerdi. Önce hep beraber yemek yemişler, daha sonra ihtiyaçlarını almak için mağazalara girmeye başlamışlardı. İlk girdikleri mağaza kıyafet mağazasıydı. Anne ve baba iki çocuğun ihtiyaçları olan giysileri almışlardı. Bora ve Burcu sadece onlarla yetinmemiş ve başka kıyafetler de istemişlerdi. Anne onları alamayacaklarını söylemişti fakat Bora ve Burcu bu durumu kabullenmeyip ağlamaya, kendilerini yerlere atmaya başlamışlardı. Anne ve baba çocukların istediklerini mecburen almışlar ve mağazadan çıkmışlardı. Kıyafet mağazasından çıkıp ayakkabı mağazasına girmişlerdi, ihtiyaçları olan ayakkabıları almışlardı ama çocuklar yine ağlayıp ailelerine ihtiyaçları olmayan terlikleri de aldırmışlardı. Son olarak markete girmişlerdi, mutfak için gerekli olan yiyecekleri almışlardı. Bora ve Burcu çikolata, şekerleme ve daha birçok abur cubur almak için ağlamışlar ve sonunda aldırmışlardı. Akşam olunca bütün aile evlerine geri dönmüştü. Çocuklar uyuyunca anne baba baş başa kalmış ve o gün yaptıkları alışverişler hakkında konuşmaya başlamışlardı. Çocukların bu kadar ısrarcı olması, her şeyi almayı istemeleri onları çok üzmüştü. Ama akıllarına bir fikir gelmişti. Çocukların istedikleri bütün gereksiz alışverişlerin fiyatlarını toplamışlar ve bir kağıda not etmişlerdi. Ertesi gün çocukların beslenmelerine eksik yiyecekler koymuşlardı. Çocuklar okula gidince annesinin koyduğu yiyeceklere çok şaşırmışlardı. Akşam olup eve dönmüşlerdi ve akşam yemeğinde ise sofrada sadece kuru bir ekmek vardı. Hep beraber sofraya oturunca Bora “Anne, bugün ne yemek yaptın?” diye sormuştu. Anne “Bugün yemek yapamadım, Boracığım.” demişti. Burcu hemen söze atılmıştı “Peki öyleyse bu akşam ne yiyeceğiz?” diye sormuştu. Baba “Bu akşam sadece ekmek yiyeceğiz, kızım.” demişti. Bora ve Burcu çok açtı çünkü öğlende okulda pek fazla bir şey yiyememişlerdi. Bora “Ama anne, sadece ekmekle doyamayız ki. En iyisi dışarıdan söyleyelim.” demişti. Baba “Üzgünüm oğlum, söyleyemem çünkü paramız yok.” demişti. Bora ve Burcu “Nasıl paramız yok?” demişlerdi. Anne “Dün gereksiz yere aldırdığınız şeyler yüzünden bütün paramız bitti. O yüzden bir süre sadece ekmek yiyeceğiz.” demişti.
Bora ve Burcu o an alışveriş merkezinde yaptıklarından dolayı çok utanmışlardı. İhtiyaçları olmadan birçok şeye para verdikleri için çok pişmanlardı. Burcu “Anneciğim, babacığım, sizden çok özür dilerim. Dün yaptığımız hiç doğru değildi. Bir daha böyle bir şey yapmayacağıma söz veriyorum.” demişti. Bora “Ben de çok özür dilerim sizden, yaptığımız çok yanlıştı.” demişti. Anne ve baba çocuklarının hatalarını anladıkları için çok sevinmişlerdi. Anne “Hatanızı anlamanıza çok sevindik. Ama bu gece sadece ekmek yiyeceğiz ki, bu gece aklınızdan hiç çıkmasın ve bir daha böyle bir şey yapmayın.” demişti. Bütün aile bir arada yemeklerini yemişlerdi. Bora ve Burcu yemekten sonra yataklarına yatmış ve yaptıkları hatayı düşünmüşlerdi. Bir daha böyle bir hata yapmamak için aralarında söz vermişlerdi.
Bu hikaye, bize ihtiyaçlarımızdan fazlasını istemenin doğru olmadığını, ailemizin bize verdiği imkanlara şükretmemiz gerektiğini ve yaptığımız hatalardan ders çıkarmamız gerektiğini anlatıyor.