Yılın en soğuk günlerinden biriydi. Kar taneleri sessizce gökyüzünden düşüyor, sokak lambalarının altında birer küçük yıldız gibi parlıyordu. Caddelerde koşuşturan insanlar yeni yıl telaşındaydı. Herkes evine dönüp sıcak bir çorba içmenin hayalini kuruyordu.
Ama bir köşede, duvar dibinde, küçük bir kız duruyordu. Üstünde incecik bir elbise vardı, ayaklarında eski, yırtık bir çift ayakkabı. Birini kaybetmişti zaten, diğeri de işe yaramaz hale gelmişti. Küçük ellerinde birkaç kutu kibrit tutuyordu. Bütün gün boyunca “Kibrit ister misiniz?” diye seslenmişti ama kimse dönüp bakmamıştı.
Gecenin karanlığı çökerken kız, donmamak için bir binanın köşesine sığındı. Kollarını kendine doladı, dizlerini çekti. Karnı açtı, parmakları neredeyse hissizleşmişti.
“Bir kibrit yaksam ne olur ki,” diye düşündü.
Titreyen elleriyle bir kibrit çıkardı ve çaktı. Alevin ışığı küçük yüzünü aydınlattı. Gözlerini kısarak alevin dansını izledi. Bir anda karşısında sanki sıcacık bir soba belirdi. Ellerini uzattı ama tam o anda kibrit söndü, soba da bir hayal gibi kayboldu.
Kız yeniden karanlığa gömüldü. Soğuk yüzüne vuruyordu.
Bir kibrit daha yaktı. Bu kez kibritin ışığında büyük bir masa gördü. Üzerinde buharı tüten yemekler, parlayan tabaklar vardı. Kızın karnı guruldadı. Elini uzatmak istedi ama kibrit yine söndü. Her şey karanlığa karıştı.
Kız üçüncü kibriti yaktı. Bu kez gökyüzünden süzülen bir ışığın içinde kocaman bir yılbaşı ağacı gördü. Ağacın dallarında renkli süsler, parlayan yıldızlar, altın ipler vardı. Kız hayranlıkla baktı. Ağaç gittikçe daha da ışıldadı, ta ki kibrit sönene kadar…
Artık çok üşüyordu. Ama kalbinin içinde bir sıcaklık vardı. Bir kibrit daha çaktı. Bu defa karşısında gülümseyen biri belirdi.
Büyükannesiydi! Kızın en çok sevdiği, artık yanında olmayan büyükannesi.
“Büyükanne!” dedi sevinçle. “Seni çok özledim!”
“Ben de seni özledim yavrum,” dedi büyükanne, yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı.
“Gitme ne olur,” diye yalvardı küçük kız. “Kibrit sönünce yine kaybolacaksın!”
O anda kız kutudaki tüm kibritleri birden çaktı. O kadar çok ışık saçıldı ki bütün sokak aydınlandı. Büyükannesi kollarını açtı, “Artık üşümeyeceksin,” dedi ve kızı sevgiyle kucakladı.
Sabah olduğunda insanlar sokaktan geçerken küçük kızı gördüler. Duvarda oturuyordu, yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı.
Kimse onun artık soğuktan değil, büyükannesinin sıcak kollarında huzur içinde uyuduğunu bilmiyordu.

