Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber iken, develer tellal iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, minik bir oğlan çocuğu varmış. Adı Furkan’mış. Furkan çok meraklı ve akıllı bir çocukmuş. Ama bir şeyi anlamıyormuş. Sürekli duyduğu bir atasözü varmış: “Bir elin nesi var iki elin sesi var.” Bu ne demekmiş? Furkan bunu öğrenmek için çok uğraşıyormuş.
Bir gün annesi ile babasını konuşurken duymuş. Annesi “Aşağı mahallede de sobası tütmeyen evler varmış, onlara da elimizi uzatsak olmaz mı?” diye sormuş. Babası “Bu ay bizde biraz sıkışık durumdayız tek başımıza halledemeyiz, ama bir kaç kişi daha bulursak altından kalkarız. Ne de olsa bir elin nesi var iki elin sesi var” demiş. Furkan yine aynı cümleyi duymuş ama anlamamış.
Ertesi gün annesi ile pazara gitmiş. Annesi evin bir çok eksiğini almış ama yolda yürümekte zorlanıyormuş. Tam o sırada mahallenin gençlerinden biri görmüş hemen yardıma koşmuş. “Yardım edeyim ablacım” deyip poşetleri Furkan’ın annesinden almış. Eve geldiklerinde annesi “Teşekkür ederim delikanlı” demiş. Genç “Ne demek abla, bir elin nesi var iki elin sesi var” demiş. Furkan yine şaşkınlıkla bakmış ama anlamamış.
Bir kaç gün sonra annesi mantı açmaya karar vermiş ve bir kaç arkadaşını çağırmış. Gelen kadınlarla mantı hemen açılmış, içleri doldurulmuş ve kapatılmış. Annesi onları kapıdan uğurlarken “Ellerinize sağlık arkadaşlar, tek başıma olsam bu kadar kısa sürede bitiremezdim” demiş. Kadınlar “Ne demek komşum, bir elin nesi var iki elin sesi var.” demiş ve vedalaşmışlar. Furkan artık dayanamamış ve sormuş. “Anne, sürekli aynı cümleyi duyuyorum. Bir elin nesi var iki elin sesi var ne demek?” Annesi “Bu cümle bir atasözü Furkancığım. Tek başına yapılması zor olan işlerin başkalarının yardımıyla daha hızlı ve kolay yapılması, demek. Yani yardımlaşma ve birlikte hareket etme anlamına gelir” demiş.
Furkan şimdi anlamış. Annesi ve babası tek başına yardım edemedikleri için başkalarından destek beklemişler, annesi poşetleri tek başına taşıyamadığı için genç çocuk ona yardım etmiş, mantının yapılması zor olduğu için arkadaşları annesine yardım etmiş. Furkan simdi her şeyin farkına varmış. O günden sonra oda yeri geldiğinde bu cümleyi kullanmaya başlamış. “Bir elin nesi var iki elin sesi var…”