Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Duruş adında bir çocuk varmış. Duruş, evde kalmaktan çok sıkılan bir çocukmuş. Hava çok soğukmuş ve bu yüzden dışarıda özgürce oynayamıyormuş. Aslında iki cemre düşmüş ama hava bir türlü ısınmamış. Odasında can sıkıntısının geçmesi için bir çok yol denemiş. Önce pony lerle oynamış, sonra çok sevdiği lol bebekleriyle oynamış ama sıkıntısı bir türlü geçmemiş. Bir o yana bir buyana dönüp kendini oyalamaya çalışmış. Ama bir türlü başaramamış.
En sonunda annesinin yanına gitmiş “Anne, canım çok sıkılıyor. Ne yapmam lazım?” diye sormuş. Annesi “Çok sıkıldıysan biraz oyun oynayalım” demiş ama Duruş onuda kabul etmemiş. “Anne ben bir an önce yazın gelmesini istiyorum” demiş. Annesi “Bu bizim elimizde değil, havaların ısınması için 2 ay beklememiz lazım. Ama sana bir sır verebilirim, yazın geldiğini hayal edebilirsin” demiş. Duruş bu fikri çok sevmiş. Hemen odasına gitmiş, yatağına uzanmış ve en sevdiği ayıcığına sarılarak gözlerini kapamış. Önce havaların ısınmaya başladığını hayal etmiş, sonra en sevdiği eşyalarını karavana yüklediğini düşünmüş daha sonra deniz ve kuma kavuşmak için yola çıktıklarını hayal etmiş. Duruş için hayal kurması bile güzelmiş. Yollar bitmiş, kamp kurulmuş, denizde oynanmış. Zaman Duruş için su gibi akıp geçmiş. Duruş hayal kurarken uykuya dalmış, hayal kurmakla kalmayıp rüyasında hepsini yaşamış.
Gözünü açtığında uyuya kaldığını fark etti. Hemen annesinin yanına koştu “Anneciğim, hayal kurarken uyuya kalmışım. Bundan sonra uyuyamadığım zaman hayal kuracağım.” demiş. O günden sonra her sıkıldığında, her uyuyamadığın da hayal kurmaya başlamış.
Masal da burada bitmiş.